BORSA VE BORSA DA KAZANMAK KAVRAM VE TEORİLER STRATEJİLER (BÖLÜM 2)

BU YAYIN ÖNCEKİ YAYININ DEVAMIDIR 

Yukarıda sözü edilen mevsimselliğin iyi analiz edilebilmesi için sağlam bir ekonomi bilgisi şarttır. Sıradan bir yatırımcı için şu halde iki seçenek vardır ; Yatırımcı evinde kendi ekonomi okulunu kurar ve ekonomi üzerine okuyacağı kitaplarla kendini 1 yıl gibi kısa bir sürede eğitebilir. (Kaldı ki borsa yatırımcılığını kendine iş edinecek olanlar için bu şarttır) Yada diğer bir yol daha vardır ki, bu en sıradan yatırımcı için bile en mükemmel sonucu verecektir. Ekonomide “gösterge” adı altında toparlanmış veri gurupları vardır. Bu göstergeler ekonominin gidişatını okumak için en iyi ve en geçerli yoldur.


Şu bir gerçektir ki, borsada en iyi getiri kriz dönemlerinde elde edilir. Ancak bu getiriyi elde edebilmek için krizleri önceden tespit edebilmek gereklidir. Pekala krizler önceden tespit edilebilir mi? Bu sorunun yanıtı “evet” tir. Ancak bu husus ayrı bir kitap konusudur. Ancak konuya kısaca değinmek gerekirse ; Gelişmekte olan ülkelerde uygulanan “IMF” programlarının neredeyse tamamı bugüne değin krizlerle sonuçlanmıştır. Dolayısı her IMF programının sonunda bir kriz beklentisi de mutlaka bulunmaktadır. Bu beklenti ise, kriz çıkmayacak durumda olan bir ülkeyi, krize sokabilecek bir tetikleme görevi görmekte, sonuçta kitle psikolojinin de devreye girmesi ile beraber kriz sürecine girilmektedir. Bir ekonomi programında “çıpa” kullanımı mevcutsa, bu çıpa da ortaya çıkacak bir sorun mutlaka krizi tetiklemektedir. Bu çıpa faiz yada döviz olursa çok daha vahim sonuçlar vermektedir.


Geçmiş yıllarda ülkemizde uygulanan IMF programlarını dikkatle incelerseniz döviz ve faizin çıpa olarak kullanıldığını göreceksiniz. Hangi faktör çıpa olarak kullanılırsa kullanılsın, ülkede ortaya çıkan sorunlar kullanılan çıpanın zarar görmesini sağlamaktadır. Dolayısı ile yatırımcı olarak sizler uygulanan program ve içeriği hakkında detaylı bilgi edinmeli, özellikle faiz ve döviz oranlarını mutlaka sıkı bir şekilde takibe almalısınız. Programın uygulanışı esnasında ortaya çıkacak bir pürüzün programı sekteye uğratacağını asla unutmayınız. Diğer taraftan özellikle ekonominin ısındığı ve faiz oranlarının ciddi biçimde düştüğü dönemlerde, bankalar yüklü miktarlarda döviz satıp TL bazında kredi kullandırırlar. Bu ise literatürde “Açık Pozisyon” olarak nitelendirilen ve krizi tetikleme konusunda öncülük eden durumdur. Her banka en geç yıl sonu bilanço dönemi geldiğinde açık pozisyonlarını kapatmak zorundadır. 


Dolayısı ile bu dönemlerde bankalarca dövize normal ötesi talep ortaya çıkacaktır. Aynı şekilde bankaların yurtdışından almış olduğu “sendikasyon kredileri” nin ödeme zamanı birbirleri ile çakışır ve aynı zamana denk gelirse, yine bankalarca dövize aşırı bir talep yaratılabilir. Özellikle Merkez Bankası parasal göstergelerini takip etmeniz, TL den Dövize ve Dövizden TL geçilme durumlarını sizlere önceden haber verecektir. Bu durumları her zaman göz önünde bulundurmanız ve devamlı takip etmeniz sizleri bir adım öne geçirecektir.


Globalleşen Ekonomi neticesinde krizlerde globalleşmiştir. Dünyada her ülke birbiri ile ekonomik bir bağ ile bağlanmış durumdadır. Dolayısı ile bir ülkede ortaya çıkan ağır bir kriz önce ülkenin bulunduğu bölgeye yayılmakta ardından tüm global ekonomiyi etkisi altına almaktadır. Dünya üzerinde özellikle “gelişmekte olan ülke” statüsünde olan ülkelerde ortaya çıkan bir krizin, ülkemize de ulaşacağını her zaman göz önünde bulundurmanız, sizi yine bir adım öne geçirecektir. 1997 Asya, 1998 Rusya, 2001 Arjantin krizlerini ve sonuçlarını düşününüz


Kriz dönemlerinde devalüasyon yapıldığı günlerde, yükselen döviz fiyatları, borsa endeksinin ve hisse senetlerinin “USD” bazında ucuzlamasını sağlamaktadır. Bu dönemlerde devalüasyonun açıklamasının ardından sert satışlar gelmekte, ancak “USD” bazında ucuzlayan senetler, kısa bir süre sonra ciddi yükselişler kaydetmektedirler. Bir devalüasyon söylentisi yada beklentisi var ise mutlaka mevcut ekonomik durumu iyi analiz ediniz ve en kısa sürede nakte dönüp dövizde pozisyon alınız. Devalüasyon gerçekleştiği takdirde, izleyen günlerde dövizden çıkıp, düşen fiyatlardan tekrar hisse senedine geçiniz. Devalüasyonun açıklandığı gün dahi elinizde senetlerle yakalanmış olsanız bile, özellikle ilk gün satış fırsatı yakalarsanız nakte dönüp, fiyatların düşmesini ve özellikle “USD” bazlı endeks grafiklerinde yapacağınız uzun vade trend ve ortalama analizleri ile belirleyeceğiniz, hedeflenen dip seviyeyi bekleyiniz


Dünya ekonomisini yönlendiren ülkelerde (G-7)  ortaya çıkan bir durgunluk, domino etkisi yaratmaktadır. Çünkü en fazla talep eden ve en fazla arz eden ülkeler bu ülkelerdir. Bu ülkelerde ortaya çıkan bir durgunluk, ekonomileri söz konusu ülkelere bağımlı olan ülkeleri olumsuz etkileyeceği muhakkaktır. Ülkemizin en fazla ekonomik alış-verişte bulunduğu ve bu ülkelerde ortaya çıkabilecek sorunların, hangi sektörleri direkt olarak etkileyeceğini tespit ediniz


Özellikle G-7 ülkelerinin merkez bankası başkanlarının yapacağı dönemsel açıklamalar, dünya ekonomisinin gidişatına da yön vermektedir. Söz konusu ülke merkez bankası başkanlarının yaptığı tüm açıklamaları mutlaka takip ediniz ve piyasaların bu açıklamalara geçmişte nasıl ve ne oranda tepki verdiğini araştırınız.


YAZININ DEVAMI BİR SONRAKİ BÖLÜMDE.

ESENKALIN...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BORSA VE BORSA DA KAZANMAK KAVRAM VE TEORİLER STRATEJİLER

BEDELLİ SERMAYE ARTTIRIMINA KATILDIM ZARAR ETTİM.

PARA GİRİŞ ÇIKIŞ NEDİR?